Haber
2019-01-18 13:44:24
Kaya: Eğitimde vaatler somutlaştırılmalı, uygulamaya yönelik adımlar atılmalıdır

Memur-Sen İzmir İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ali Kaya, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat döneminin sona ermesi dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Mesajında, 3600 ek gösterge vaadinin henüz yerine getirilememesi, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının doğurduğu olumsuz sonuçlar, yer değişikliği sürecinde karşılanmayan talepler, eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddete karşı etkin ve caydırıcı bir düzenlemenin hayata geçirilememesi gibi konular ve sıkıntıların eğitim-öğretim yılının ilk dönemine damga vurduğunu ifade eden Kaya, “İnsanı merkeze alan, öğretmeni eğitimin temel unsuru bilen, ona bilgi, donanım, formasyon ve haklar bakımından imkân ve itibar kazandıran yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesiyle daha verimli sonuçlar elde edeceğimiz bir sistemin işleyişi için bu konulara ilişkin adım atılmasını istiyoruz” dedi.

Kaya, mesajında şunları kaydetti;

“Çocuklarımızı geleceğe hazırlama idealiyle büyük bir fedakârlık gösteren eğitim çalışanlarımızın emekleriyle 2018-2019 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat döneminin sonuna geldik. Eğitim sistemimizin daha verimli, çocuklarımızın alacağı eğitimin daha nitelikli olabilmesi için bazı sorunları ve çözüm önerilerimizi dün olduğu gibi bugün de ilgililerle ve kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın ilan ettiği 2023 Eğitim Vizyonu, kamuoyunda olumlu tepkiler almış, geleceğe dair bir umut aşılamıştır. Bizim de sürekli dile getirdiğimiz, çözüm önerileri teklif ettiğimiz birçok sorunun başlığa dönüşerek Vizyon Belgesi’nde yer alması önemli bir başlangıç olmuştur. Ancak, ümit ve beklenti oluşturan bu başlıklarla ilgili adımların gecikmesi tüm eğitimcilerde tedirginlik oluşturmaya başlamış, kamuoyunun beklentisini daha da artırmıştır.

3600 ek gösterge artık hayata geçirilmelidir

Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması için somut çalışmaların başlatılması, alan değişikliği taleplerinin karşılanması, görevde yükselme sınavlarının gerçekleştirilmesi gibi adımlar, bizim de talep ettiğimiz ve gerçekleşmesini beklediğimiz olumlu gelişmelerdir. Ancak, 3600 ek gösterge vaadinin bir türlü yerine getirilememesi, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının doğurduğu olumsuz sonuçlar, yer değişikliği sürecinde karşılanmayan talepler, eğitim çalışanlarına yönelik giderek artan şiddete karşı etkin ve caydırıcı bir düzenlemenin hayata geçirilememesi gibi konular ve sıkıntılar eğitim-öğretim yılının ilk dönemine damga vurmuştur.

Öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlik, ders ücretlerindeki adaletsizlik, okulların bütçe sorunu, eğitimin denetim ve rehberlik ayağının ihmal edilmesi gibi birçok konuda beklentileri karşılayan adımlar hâlâ atılmış değildir. Beklentileri karşılayacak somut adımların atılması, sorunları çözmeye yönelik cesur kararların alınması, nitelikli bir eğitim ve daha iyi bir gelecek için olmazsa olmazdır.

Ek gösterge düzenlemesinin ne zaman gerçekleşeceği konusundaki merak ve beklentilere bir an önce karşılık verilmelidir. Eğitim çalışanlarına verilen vaadi yerine getirecek, kamu personel sisteminde ülkesine ve milletine hizmet eden diğer unvanlardaki kamu görevlilerinin de ek gösterge beklentilerini karşılayacak, ek gösterge kaynaklı mağduriyetleri giderecek, çalışma barışını ve iş huzurunu sağlayacak şekilde bütün kamu görevlilerini kapsayacak bir ek gösterge çalışması yapılmasını istiyor ve bekliyoruz. 3600 ek gösterge başta olmak üzere, seçim sürecinde kamu görevlilerine verilen vaatler ivedilikle yerine getirilmeli; tüm kamu görevlilerinin ek gösterge rakamları en az 600 puan artırılmalı, yardımcı hizmetleri sınıfı çalışanlarına da (GİHS kadroları için öngörülen en düşük rakamdan aşağı olmamak üzere) ek gösterge hakkı verilmelidir.

Tecrübeli insan kaynağını değerlendirmeyen eğitim yöneticiliği süreçleri başarısızlığa mahkûmdur

Eğitim yöneticiliği, eğitim politikalarını yalnızca yerelde uygulayan, denetleyen bir kurumsal yapılanma değil, aynı zamanda bunları geliştiren, izleyen, yerel dinamiklerle güçlü iletişim kuran bir kurumsal sistemdir. Bakanlık, politika ve düzenlemeleri bu çerçevede ortaya koyarken, taşra teşkilatı ihtiyaca göre bunu geliştirebilmelidir. Bu durum, doğal olarak insan kaynağını içinden çıkarmalı, uygulamanın mesleki yeterlilik, alan bilgisi ve tecrübe gerekliliği göz önüne alınmalıdır. Eğitim yöneticiliği, düzenlemeyle müstakil bir kadro ve unvana kavuşturulmalı, ikinci görev olmaktan çıkarılmalı, mali açıdan güçlendirilmeli, dezavantajlı yerlerde desteklenmelidir. ‘Eğitim Kurumu Yöneticilerinin Seçimi ve Yetiştirilmesi: Tespitler ve Bir Model Önerisi’ raporumuzda ayrıntılarını ortaya koyduğumuz düzenleme acilen hayata geçirilmelidir.

Sözleşmeli öğretmenliğe son verilmeli, kadrolu istihdam tek ve esas istihdam modeli olmalıdır

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının tüm uyarılarımıza rağmen yeniden öğretmen istihdamında esas alınması, 632 sayılı KHK ile sonlandırılan sözleşmeli öğretmenlik uygulaması sürecinde var olan sorunları yeniden açığa çıkarmıştır. Sözleşmeli öğretmenlik, kabul edilmiş hatanın tekrarı, geçmiş sıkıntıları unutmanın, aynı kısır döngüyü yeniden kurup birçok değeri heba etmenin, öğretmenlerin işi ile eşi arasında tercihe zorlanmasının, haklı taleplere, geçerli mazeretlere duyarsız kalmanın adına dönüşmüştür. Sözleşmelilik, öğretmenin, eşinden, çocuklarından ayrı olması nedeniyle iç huzurunun da iş huzurunun da olmadığı bir uygulamadır. Öğrencisine hizmet azmiyle ailesine hasreti aynı anda taşımak anlamına gelen sözleşmeli öğretmenlik, anayasal hakları sınırlamakta, aile bütünlüğünü bozmakta; eşleri, çocukları anne babalarından ayrı bırakmaktadır. Öğretmenlerimiz, zorunlu hasret yükümlülüğünden; eğitim sistemi ise yaşanan sorunlar nedeniyle sözleşmelilik yükünden kurtulmalıdır.

Mülakatla atama yöntemine son verilmelidir

Sözleşmeli öğretmenlik süreçleri ve sonuçları itibariyle sorunlu bir istihdam türü iken, bir de bu sürecin mülakat yoluyla sürdürülmesi, kamu vicdanını yaralamakta ve adalet duygusunun zedelenmesine neden olmaktadır. Mülakatların içeriğinin öğretmen adayının mesleki bilgi ve mesleki yeterlik düzeyini ölçmeyi öncelememesi, mülakatların güvenlik soruşturması sürecine dönüşmüş olması, mülakat komisyonlarında öğretmen adaylarıyla aynı branşta üyelerin yer almaması, sürecin şeffaf ve denetlenebilir bir tarzda yürütülmemesi gerçekte mülakatın istenen amacı sağlamadığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, atamalar KPSS puan üstünlüğüne dayalı olarak yapılmalıdır.

Yeni bir ‘vizyon’a kavuşan eğitimin yol haritası netleştirilmelidir

2023 Eğitim Vizyonu’nun içerdiği tespitleri ve hedefleri yerinde bulmakla birlikte, çözüme yönelik boşlukların bir an evvel tamamlanmasını, belirsizliklerin giderilmesini bekliyoruz. Eğitim çalışanlarının sorunlarına çözüm bulunmadan, özlük hakları iyileştirilmeden, eğitim alanındaki çalışmalara katkıları ve destekleri alınmadan, 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde üretilecek politikaların ve alınacak kararların uygulanabilirliği ve sürdürülebilirliği sağlanamaz. Öngörülen dönüşümlerin, eğitim çalışanlarının mevcut özlük haklarına ve çalışma şartlarına muhtemel etkileri de göz önünde bulundurularak, bu alanda oluşabilecek muhtemel olumsuzluklar giderilmelidir. Vizyon Belgesi’nin boşlukları da doldurularak yol haritası bir an evvel belirlenmelidir. Eğitim Vizyonu’ndaki başlıklar bir bir hayata geçirilmeli, Bakanlık tüm adımları paydaşlarla olgunlaştırarak atmalıdır.

Eğitimde istenilen başarı sınıfların öğretmensiz kalmamasına bağlıdır

Eğitime ilişkin reformların kalıcı hâle gelmesi, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Türkiye’nin OECD ortalamalarında öğretmen başına düşen öğrenci sayılarına ulaşması için yaklaşık 130 bin öğretmene ihtiyaç vardır. Öte yandan, 2023 Eğitim Vizyonu’nda 5 yaş çocukların tamamının okul öncesi eğitim kapsamına alınması hedefi dikkate alındığında, 14 bin ek öğretmen ihtiyacı daha söz konusu olmaktadır. Özetle, ihtiyaç olmasına rağmen yeterli atama yapılmamakta, yeterli aday bulunduğu hâlde atama yapılıp ihtiyaç karşılanmamakta; bu durum da ‘önce eğitim’ iradesiyle çelişmektedir. Hem ihtiyacı azaltmak hem de arz havuzunda taşmayı engellemek için birkaç yıl sürecek şekilde her yıl en az 50 bin öğretmen ataması yapılmalıdır.

Eğitimcilere yönelik şiddete karşı caydırıcı düzenleme zorunluluk hâline gelmiştir

Eğitim çalışanlarına karşı şiddet, okullarımızda yaygın bir sorun hâline gelmiştir. Eğitimciler, kendi kurumlarında öğrencilerinin gözü önünde kendilerine yönelik saldırılara karşı savunmasızdır. Şiddet eylemlerinde, mevcut yasal düzenlemelerin bu fiillere karşı caydırıcı nitelikte ceza öngörmemesi ile şiddet uygulayan kişilerin bu eylemlerinin adli ve idari makamlarca önemsenmeyeceği ve ciddi bir ceza yaptırımıyla karşılaşmayacakları inancı önemli bir rol oynamaktadır. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddete karşı caydırıcı nitelikte bir kanuni düzenleme elzemdir. Millî Eğitim Bakanlığı, çıkması için imza kampanyası başlattığımız düzenlemeyi gündemine almalıdır.

Erkek kamu görevlilerine kılık ve kıyafet dayatılmamalı, darbe ürünü yönetmelik kaldırılmalıdır

Eğitim-Bir-Sen olarak, her zaman özgürlüklerden yana olduk, kısıtlamalara ve dayatmalara da karşı çıktık. Haklıdan ve doğrudan yana oluşumuz, haksızlığa ve yanlışa karşı kavi duruşumuz, üye kazanarak büyümemize, ülke olarak özgürlüklerin sınırının genişlemesine vesile oldu. Türkiye’nin geçmişten günümüze birçok alanda kat ettiği mesafe, çalışanların kazandığı haklar, milletin dirayetiyle kaldırılan vesayet odakları, sivil inisiyatiflerin gayretleriyle ters yüz edilen darbe ürünü mevzuatlar ülkemizi bugün herkes için ümitvar bir eşiğe getirmiştir. Tüm bu değişimden ne hikmetse bir türlü nasibini alamayan bir kılık ve kıyafet dayatmasıyla hâlâ karşı karşıyayız. Temel bir insan hakkının ikamesi, kişisel özgürlüğün belirgin bir nişanesi olarak gördüğümüz kılık ve kıyafet özgürlüğü hakkının da alınabilmesi için başlattığımız sivil itaatsizlik eylemi, kamu görevlileri kılık ve kıyafet özgürlüğüne kavuşuncaya kadar devam edecektir.”

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen