Haber
2013-05-11 13:41:18
Kurtulmuş: "Terör zamanında bölünmedik de çözüm zamanında mı bölüneceğiz?"

“Medeniyet Değerlerimiz ve Türkiye’nin Yeniden İnşası” konulu konferansa katılarak ‘Türkiye bölünüyor’ şeklinde çıkan tatsız haberleri sert bir dille eleştiren AK Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş iddialara ‘Terör zamanında bölünmedik de şimdi barış zamanında mı bölüneceğiz’ diye cevap verdi.


Memur-Sen İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Medeniyet Değerlerimiz ve Türkiye’nin Yeniden İnşası” konulu konferans, İzmir’in örnek tarihi binalarından biri olan İzmir Kız Lisesi’nde gerçekleştirildi. Tarihi atmosferde Türkiye’nin önemli konularının konuşulduğu konferansa Kurtulmuş konuşmacı olarak katıldı. Türkiye’nin 2013-2023 gelecek vizyonunu "Yeni Anayasa, terörün sona erdirilmesi, antidemokratik tüm yasaların değiştirilmesi, toplumsal bütünlüğün sağlanması" olarak açıklayan Kurtulmuş, yeni dönemin eskinin yaralarını sarmak için geliştirildiğini ifade etti. Konak Kaymakamı Ahmet Önal, İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Vefa Bardakçı, İzmir İl Genel Meclisi Ak Parti Grup Başkanvekili Nazmi Kalyoncu, Memur-Sen İzmir İl Başkanı Abdurrahim Şenocak ve tüm Memur-Sen üyelerinin hazır bulunduğu konferansa katılım sayısı yüksek olurken, Kurtulmuş’un yapmış olduğu eski ve yeni Türkiye’yi kıyasladığı konuşmasına gösterilen ilgi yoğundu.


ESKİ TÜRKİYE PARADİGMALARI
Türkiye siyasetin çok hızlı cerayan ettiğini ama günlük meselelerin içerisinde dahi aslında bir medeniyet perspektifinin olduğunu belirten Kurtulmuş, bu mücadelenin bugüne has olmadığı konusunu vurguladı.Kurtulmuş Türkiye’nin İnşası konusu hakkında, “Yeni Türkiye'nin inşası sözü laf olsun beri gelsin diye söylenmiş bir söz değildir. Yeniden kendi medeniyetimizi ihya ve inşa etmek ancak eski Türkiye'nin alışkanlıklarından kurtarmakla mümkün olabilir. Halka karşı bir biçimde cerayen eden işlemlerin geride bırakılması, otokratik yapının tozlu raflara gönderilmesi bize Yeni Türkiye’nin kapılarını açacaktır. . Eski Türkiye; tepeden inmeci, zoraki modernleşme, baskıcı, totaliter devlet uygulamaları, kapatılan siyasi partiler, siyasi suikastler, faili meçhul cinayetler, şüpheli ölümler, toplumsal şiddet olayları, siyasi idamlar, darbeler, terör ve baskı, finansal mühendislik,halkın soyulması ve olağanüstü dönemleri içermektedir” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE YANLIŞ MODERNİZM ALGISI
Türkiye’de en problemli olan konuların başında olan Türk modernleşmesi konusunun geldiğini ifade eden Kurtulmuş modernleşme algısını diğer ülkelerle kıyaslayarak şunları ifade etti: “Japonlarda modernleşmeye çalıştı. Onlar da Avrupa'ya gitmiştir. Ama asla melon şapka nasıl takılırı kendisine örnek almamıştır. Onun yerine nasıl köprü ve uçak alınmıştır esas olarak bunu öğrenmiştir. Bizde Batıcılık, modernizm olarak algılanmıştır.Modernizmlikten kasıt asla bizim eskiden yaptığımız şekilde olan değildir. Modernizm Türkiye’yi taklitçilikten uzaklaştırarak daima bir adım öteye götürecek projeleri örnek almaktır.Fakat bizde durum daha başka algılanmış ve uygulanmıştır.Örneğin Türkiye'de uzun yıllar fötr şapka takmak köylerden kentlere giden erkeklere bir zorunluluk olarak dayatılıyordu.. Şehirlere sadece tayyör ya da fötr şapka giyenler gidebilirdi. Ankara'nı caddelerinde sadece böyle giyinenler dolaşabilirdi. Şehir merkezlerine fötr şapkasız girilemezdi. Bir köylü köyden şehre gitmesi için fotr şapka giymek zorundaydı. İki yıl boyunca o zaman TRT'den Türk Sanat Müziği dinlenmesi yasaktı. Adam olmamız için batı müziği dinlememiz lazımdı. Türk müziği dinleyerek çağdaş olunamıyordu.Tıpkı 28 Şubat’ta eski cumhurbaşkanımızın Ankara'daki konserden sonra “İşte çağdaş Türkiye” dediği gibi onlara göre modern Türkiye Çaykovski'yi dinleyen Türkiye idi. Aman Allah’ım bu dayatmalar karşısında İnsanın dudakları uçukluyor.”

ESKİ TÜRKİYE’DE BASKI DA VARDI
Terörün aslında PKK vasıtasıyla kullanılmış bir araç olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Eskiden İzmir'in sokakları da paylaşılmıştı. Derin çeteler vasıtasıyla insanlara dışkı yedirildi, köyleri ve meraları yakıldı. Eski Türkiye'de bu gibi tatsız olaylarla terör ve baskı vardı. Fadime Şahin diye biri vardı mesela. Her akşam televizyonlarda bir mizansen uygulanan garip dönemler vardı. Milleti irtica ile oyalarlardı. Bu oyalama 28 Şubat'ının maliyeti ise 291 milyar dolardı. Banka hortumlarıyla bu milletin maalesef 291 milyar dolarını bu oyalamalar sayesinde hepimizin ceplerinden aldılar. Bu olayların akabinde Tahsin Şahinkaya Paşa dünyanın önemli dergilerinden birinde en zengin insanlar arasında gösterilmedi mi? Bütün bunlar eski Türkiye’de yaşandı. Ama kimse bu serveti nereden buldun diye sormadı, soramadı. Eski Türkiye bize göre bu gibi olayların yaşandığı dönemleri ifade etmektedir” dedi. Eski Türkiye’nin durumu böyle içler acısıyken Yeni Türkiye’nin geliştirilen demokrasi,hukuk ve siyasi sistemlerle bambaşka hal alacağını vurgulayan Kurtulmuş, “Türkiye dindarlaşıyor mu, muhafazakarlaşıyor mu? diye soruluyor. Türkiye'de bunların hiç biri olmuyor. Olan şeyin adını merak edenlere altını çizeyim; Demokratikleşme! Halkın değerlerinin, yaşam tarzının siyasete taşındığı bir dönem. O kadar baskıcı şaşanın ardından aslında olan biten sadece bundan ibaret” diye konuştu.

YENİ TÜRKİYE’NİN OLMAZSA OLMAZLARI
Düzenlenen konferansta sadece yeni Türkiye'nin olmasının yetmeyeceğini aynı zamanda Türkiye'nin güçlü ve büyük bir ülke olması gerektiğini de savunan Kurtulmuş, bu yönde atılan adımları eskiyle kıyaslayarak şunları ifade etti: “Eskiden bütün komşularıyla kavgalı ve düşman olan bir Türkiye kurmuşlardı. Bunun üzerine güzel kılıflar bulunmuştu mesela. ’Türk’ün Türk'ten başka dostu yoktur’ diye de bir slogan bulmuştuk örneğin. Ne hazin değil mi? Yunanlılar denize döktüğümüz azılı düşmanlar, Araplar’da eskiden afedersiniz ama bazı kara renkte köpeklere söylenen lakaplarla anılıyordu. Bu tür algılar güçlü ve büyük Türkiye oluşmasını engellemek için oluşturulmuştu esas olarak. Ne yazık! Fakat biz bunların hepsinin bu yolla olmayacağını farkına vardık ve yeni Türkiye dönemi esas o zaman oluşmaya başladı zaten. Güçlü ve büyük Türkiye için ekonomik ve siyaseten güçlü olmak zorundayız. Bu yolda Türkiye’nin tarihi fonksiyonlarını yeniden inşa etmek için çalışıyoruz. Türkiye sadece kendi iç meseleleriyle boğuşan, halkıyla kavga eden bir ülke olamaz.Biz bütün bu problemleri aradan kaldırıp sadece önüne bakan bir Türkiye hedefliyoruz.”

2013-2023 GELECEK VİZYONU
Tüm bu gelişmeler doğrultusunda 2013-2023 gelecek vizyonunu yeni Anayasa, terörün sona erdirilmesi, anti demokratik tüm yasaların değiştirilmesi, toplumsal bütünlüğün sağlanması gibi konular olarak belirlediklerini ifade eden Kurtulmuş, “Türkiye'de bürokratik oligarşi zayıflatılmıştır, onun yerine katılımcı demokrasi kuvvetlendirilmektedir. Örneğin halkın oylarıyla cumhurbaşkanının seçilmesi yönünde demokratik adımlar oluşturması gibi. Türkiye’nin yeni vizyonunu bu ögeler belirleyecektir” dedi.

BARIŞ SÜRECİ
Barış sürecinin kimi çevrelerce kasıtlı olarak baltalandığını da ifade eden AK Parti Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin önemli meselelerinden biri olarak gördükleri terör sorununu şu kelimelerle ifade etti: “Türkiye'de 35 bin insan ölmüş. Bu insanlar bunu umursamıyor. Bir annenin evlat acısını nasıl dindirebilirsiniz?Bir anne baba için evladının ölmesi onun dünyasının yıkılmasıdır.Bu tür kayıplar milletin çocukları arasında güven duygusu zedelenmeye çalışılmasıdır.Bu işin bir de ekonomik boyutu vardır. 30 yıldır bu ülkede güvenlik harcamaları, köylerini kentlerini terk eden insanların yapamadığı tarım ve hayvancılık faaliyetleri nedeniyle kayıplarımız maddi manevi kayıplarımız söz konusudur. Çözüm süreciyle birlikte barışın bize sağlamış olduğu ekonomik güçten istifade edeceğiz. Eski Türkiye'nin can simidi terörün bitmemesidir. Terörün bitmesiyle bu topraklarda yeniden barış ve esenlik tam manasıyla tesis olacaktır.Biz eski Türkiye’yi isteyenlerin can simidini ortadan kaldırıp güzel bir Türkiye’nin önünü açacağız.Yeni ve modern anayasa çalışmaları da bu sürecin devamında gelişen olaylardandır.Yeni ve çağdaş bir anayasayla Türkiye’nin önündeki engelleri ilelebet ortadan kaldıracağız.Bazı maddeleri değitirin tümünü değiştirmeyin diyenlere de buradan sesleniyorum.Bu darbeci anayasayı sadece bir iki maddeyle değiştirmeye çalışacaksak hiç değiştirmeyelim daha iyi.Türkiye’yi güel çağdaş ve köklü gelişmelerle daha iyiye taşıyacağımız günlerin hayalini kuruyoruz.Allah bu süreçte hepimize yardım etsin” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

TERÖR ZAMANINDA BÖLÜNMEDİK, ÇÖZÜM ZAMANINDA MI BÖLÜNECEĞİZ?

Büyük ve güçlü bir ülkenin inşası için çalıştıklarını belirtirken terörün sonlandırılması sürecinde çıkan ‘Bölünüyor muyuz’ iddialarını sert bir dille eleştiren Kurtulmuş, şunları söyledi: "Terörün bitirilmesi için pazarlık yapıldığını iddia edenler var.Buradan onlara söylüyorum.Herhangi bir pazarlık verilmemiştir. ‘Ne verdiniz de ne aldınız’ diyenler var. Alınan bu milletin kadim kardeşliğinin yeniden ayağa kaldırılmasıdır.Verilen ise hiçbir şey yoktur.Bölüneceğimiz iddia ediliyor. Biz 32 yıldır süren pis, kirli, pasaklı, kimin elin kimin cebinde olmadığının bilinmediği bir zamanda bölünmedik de barış ve çözüm zamanında da mı bölüneceğiz? Böyle birşey mümkün olabilir mi? Bu milleti bölen asıl etnik milliyetçiliklerdir. Tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi. İstikameti bozmayacağız. Bu milletin bize göstermiş olduğu yolda devam edeceğiz. Bir ülkenin başarısı sadece ekonomik başarıdan ibaret değildir. Esas gücü sahip olduğu medeniyet paradigmasına bağlıdır. Hepimizin ortak rüya görmeye başlaması lazım. 2071'de dünyanın sayılı ülkelerinden birisi olduğu, herkesin önünü iliklediği bir Türkiye olması için hepimizin ortak rüya görmesi lazım."

BAŞKAN ŞENOCAK DARBE YÖNETİMİNİ AYAKLAR ALTINA ALDI
Konferansın açılış konuşması yapan ve aynı zamanda etkinliğin ev sahibi olan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen İzmir İl Başkanı Abdurrahim Şenocak Türkiye’nin yeni bir döneme ihtiyacı olduğunu, millet iradesi ve milli egemenliğin on yılda bir gerçekleştirilen darbelerin tehdidi altında kaldığını ifade etti. Ancak Türkiye'nin karanlık günlerinin geride kaldığını söyleyerek güzel günlerin başladığını belirten Şenocak, “Demokrasiye dair yeni bir başlangıcın yöntemi ancak adalet ve eşitlik kavramlarıyla ilgili yeni bir tasarımla mümkündür. Millet iradesi ve milli egemenlik bu zamana kadar kullanılan yöntemlerle on yılda bir değil her gün darbe altındaydı. Bugüne kadar yaşadıklarımız darbeci zihniyetin oluşturduğu müesses nizamın on yıllık bakımıydı aslında. Bize yıllarca on yılda bir darbe yapılır söylemini söylettiler, ezberlettiler. Fakat biz yeni gelişmelerle önce vesayetin kurumlarını ve kurallarını ve vesayetçileri ifşa ettik. Sonra da kirli oyunlarını. Sıra milletin egemenliğini, insan onurunu, demokrasiyi ve büyük ve yeni Türkiye'yi inşa etmekte. Türkiye'nin karanlık tarihi artık geride kalmıştır. “ dedi. Teşkilatlarıyla, sendika ve üyeleriyle bu sürecin öncüsü ve yükselen değeri olduklarını da ifade eden Şenocak, Memur-Sen Konfederasyonu olarak sorunlardan nemalanmak yerine çözüme paydaş olmayı seçtiklerini ifade ederek, “ Çözüm temelli sendikacılık anlayışını savunuyoruz. Türkiye'nin yeniden inşası için çalışacağımıza söz veriyoruz.Darbeci dönem artık gerilerde kalmıştır.Biz her bakımdan güçlü bir Türkiye için yapılacak her türlü çalışmanın destekçisi olduk ve olacağız” diye konuştu. Konferansın sonunda ise Kurtulmuş'a İzmir'in simgelerinden saat kulesi figürlü kristal küre takdim edildi.

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen