İzmir 1 Şubesi

Memur-Sen'in Tarihi Hamlesine İzmir Darbesi

Memur-Sen'in tarihi hamlesine İzmir darbesi

"Çözüm süreci"nin gölgesinde kalsa da...

Türkiye açısından tarihi önemde bir sivil itaatsizlikeylemi yaşanıyor.

Sokrates'ten Gandhi'ye ve Thoreau'dan Martin Luther King Jr'a kadar uzanan perdeye kusursuzca raptedilebilecek karakterde tam bir sivil itaatsizlik eylemi.

Özellikle BDP/PKK cephesi, sivil itaatsizliğin ne demek olduğunuMemur-Sen'in bu eylemini takip ederek öğrenmeli.
"Özgürlük için 10 milyon imza kampanyası"nın devamında 18 Mart'tan itibaren Memur-Sen'in faaliyet gösterdiği tüm kamu alanlarında
12 Eylül darbesinin kurumsallaştırdığı kıyafet yönetmeliğine itaatsizlik eylemi
devam ediyor.

Hastaneler, okullar, adliyeler ve diğer kamu kurumlarında, Memur-Sen'e bağlı tüm kamu görevlileri, sonuçlarını baştan göze alarak darbe yönetmeliğini
kanunsuz ama hukuki bir eylemle ihlal ediyorlar.

İyi de yapıyorlar.

Eylemin hedefi olan ve 1982'de yürürlüğe girip halen yürürlükte olan "Kamu Kurum ve
Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmelik"
 çok tuhaf hükümler ihtiva ediyor.


Özellikle 28 Şubat sürecinde gaddarca uygulanan bu yönetmelik tuhaflık ve
tutarsızlıklarla dolu.

"Etek boyu dizden yukarı ve yırtmaçlı olamaz" deniyor.

Yakın çevremde kendisini "Cumhuriyet kadını" olarak tanımlayan kamu görevlilerinin
bu kurala uyduğunu hiç görmedim doğrusu.

Bir hüküm de şu:

"Baş açık saçlar düzgün taranmış veya toplanmış..."

Saçlar taranmayıp dağınık olursa fikirler de dağınık olur diye mi düşünüldü
acaba?

Erkekler içinse inanılmaz bir teferruatla tanımlanan bıyık kesim modeli var ki
evlere şenlik.

"Bıyık üst dudak boyunu geçemez, üstten alınmaz, alt uçları
dudak hizasından kesilir..."



"Bıyık üst kimlik olan buruna kafa tutamaz,
dudaklar üzerinde hak iddia edemez." 


İlki darbecilerin ikincisi de benim hezeyanım.

Lakin iki hezeyan da birbiriyle ahenkli değil mi?

İşte bu şekilci ve dayatmacı darbe yönetmeliğine karşı eylem devam ediyor.

Bayan kamu görevlileri başörtüleriyle görev ifa ediyor.

Erkekler kot pantolonla göreve geliyor, kravat takmıyorlar.

Eylemden başkaları zarar görmüyor, kamu hizmeti aksamıyor, sokaklarda kimse
yakılmıyor, yaralanmıyor.

Dervişin fikriyle zikrediyor

"Eylem kararımızın başlangıcı var sonu yok, sorun çözülünceye
kadar devam"
 diyor

Memur-Sen İzmir temsilcisi Abdürrahim Şenocak.

İşe bakın ki hiçbir ilde resmi işlem görülmezken, İzmir Vali Vekili Ardahan Totuk"cumhuriyet aşkıyla"bu
utanç vesikası yönetmeliğin ısrarla uygulanması konusunda 20 Mart tarihli resmi
yazıyla "İzmir'eki tüm kamu kurumlarını" ikaz ediyor.

"Eylemcileri cezalandırın" diyor.

Yani derviş fikriyle zikrediyor.

Ve o zamana kadar tevessül edilmeyen disiplin tutanakları birbirini izliyor.

Sivil itaatsiz, eyleme girişirken disiplin cezasını baştan kabullenir elbette.

Ama diğer illerde görülmezken, İzmir Vali Vekili'nde "mevzuat esvaplı eylem
kırma"
 imajı

bırakan bu irade ve güç nereden kaynaklanıyor şaşırdım doğrusu.

2013 yılında, güçlü AK Parti iktidarında hiç sıkılmadan, fütursuzca hukuksuz
darbe yönetmeliğini uygulama emri verebilen bir vali vekili.

Uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ve anayasa karşısında o
yönetmeliği uygulama

imkânı zaten yok.

Anayasa'nın 174. maddesindeki şapka kanununu uygulayamadığınız gibi.

Ama Vali Vekili Ardahan Totuk derhal soruşturma ve ceza emri veriyor.

Ve İzmir'de o kadar vali yardımcısı arasında Ardahan Totuk'u Vali Vekili olarak bırakan kim?

İzmir Valisi Cahit Kıraç.

Başka vali yardımcısı kalmadı mı ki, vekâlet 12 Eylül darbe yönetmeliğini 2013 yılında tekrar emreden, uymayanlar için ceza emri veren vali yardımcısına kalıyor?

Anlaşılan o ki vali bey İzmir'in ideolojik frekans ve dalga boyuyla ziyadesiyle ahenkli.

Lakin valinin İzmir'le olan ahengi dolaylı da olsa memleket efkâr-ı umumisini ve demokratik standartları ezmemeliydi, ezememeliydi.

İzmir Valisi, 2013 yılında hukuksuz darbe yönetmeliğini dayatabilecek tıynette bir vali yardımcısını vekil olarak bırakamamalıydı. 

Yardımcılarının demokratik eğilimlerinin hangi seviyede olduğunu bilmeyen bir vali olur mu?

 Gültekin AVCI

04.04.2013 BUGÜN GAZETESİ